Haber

Depremde Mağdur Olan Öğretmenler Öğrencilerin Desteğiyle Acılarını Hafifletiyor

GAZİANTEP’in Nurdağı ilçesinde 6 Şubat 2023 depreminde evlerini kaybeden öğretmenler Ahmet Çiçekdağ (42) ve eşi Derya Çiçekdağ (39) ile Hatay’ın Antakya ilçesi Çileme ilçesinden öğretmen Özlem Bakbak’ın (40) yolu Menderes ilçesi. İlkokul ve Ortaokulda kesişti. Deprem nedeniyle yaşadıkları şehri değiştirmek zorunda kalan depremzede öğretmenler, öğrencilerinin desteğiyle acılarını dindiriyor.

İzmir’in Menderes ilçesinde Çileme İlk ve Ortaokulu’nda görev yapan İngilizce öğretmeni Derya Çiçekdağ, Fen Bilgisi öğretmeni Ahmet Çiçekdağ ve Müdür Yardımcısı Özlem Bakbak, 6 Şubat depremi nedeniyle yaşadıkları şehirleri terk etmek zorunda kaldı. Geçtiğimiz ekim ayında İzmir’e atandıklarını anlatan 1 çocuk annesi Derya Çiçekdağ, 14 yıl çalıştıkları Gaziantep’ten ayrılmanın kendileri için çok zor olduğunu, yaşadıkları travmayı atlatamadıklarını ifade etti. Gaziantep’i memleketi gibi hissettiğini anlatan Çiçekdağ, “Nurdağı’nda markete gittiğimde cüzdanım olmasa bile yetiyordu. Bir gece yattık ve hepsini kaybettik. Sabah evimizin duvarları çökmüştü. Kedim beni uyandırdı. O olmasaydı gardırop üzerimize düşecekti. Kızım o sırada 8 aylıktı. Görümcem… kanun da yanımızda kalıyordu. evin duvarı ikiye bölünmüştü. içeri ışık giriyordu. sadece bunu hatırlıyorum. çocuğumu kucağıma alıp göğsüme bastırdım. eşim ‘Don’ diye bağırıyordu. Korkma, çıkacağız.’ ‘Ölülerimiz aynı yerden çıksın’ diye yanıma seslendim. Daire birden kapandı. Öne doğru eğildi. ‘Ahmet, beşinci kattan düşüyoruz’ deyince eşim kapıyı itmeyi bıraktı. Bize doğru koştu. Elimden tutup beni çekti. Kapıyı kırıp dışarı çıktık ama deprem devam ediyordu. Kedimi kaybettim. Yan komşum ‘Ev çöküyor, kediyi bırak’ dedi. “Battaniyeyi alıp çıktım. Başka hiçbir şeyi kaldıramadım. Çocuğum kollarımdaydı, dışarısı kıyamet gibiydi. Yan duvarlardan üstümüze beton yağıyordu. Ancak bunların hiçbiri bizi etkilemedi” dedi.

‘ÖĞRENCİLERİMİN GÜÇLENMESİNDE ZOR ZAMANLARI ATTIM’

Nurdağı’ndan büyük zorluklarla ayrıldıklarını ancak çocuklarını düşünmek zorunda kaldıklarını belirten Derya Çiçekdağ, Menderes’teki öğrencilerinin desteğiyle kayıplarının acısını unutmaya çalıştığını belirterek, şöyle devam etti:

“Deprem sonrasında orada çalışan arkadaşlarımızla ‘Hiçbir yere gitmiyoruz, Nurdağı’nı yeniden Nurdağı yapacağız’ dedik. Sonra ölüm haberleri gelmeye başladı, depremde birçok öğretmen arkadaşımı kaybettim, 25 günlük bebeği olan, çocuklarımızı birlikte büyüteceğiz dediğim arkadaşlarımı, kasapımı, manavımı, herkesi kaybettim. Kaybettim. Orada artık bizi tanıyan kimse kalmamıştı. Hala ‘Randevu istemeyeceğiz’ dedik ama kalacak yer yoktu. Konteynerler ve çadırlar vardı. Hafif hasarlı bir ev kiraladık ve orada kaldık. .Küçük bir çocuğum vardı ve psikolojim bozuldu.Eşimle birlikte Antep’ten ayrıldım ve iyileşince geri döndüm.Geri dönmeye karar verdik.Buraya ilk geldiğimde çocuklara ‘Yüzlerinize baktığımda bazıları Bana vefat eden öğrencilerimi hatırlatıyorsun.Yüreğim ağlasa da sana yeteceğimi düşünüyorum.Yaralarımı seninle sarmaya geldim.Yaralarımı oradaki çocuklarla iyileştiremedim.Çünkü her biri bir tanesi ya annesini, babasını ya da kardeşini kaybetmişti, biz birbirimize bakıp ağlıyorduk, ders çalışamıyorduk. Oraya yeni öğretmenler atandı. İzmir’deki öğrencilerime ‘Oraya giden öğretmenler onların yaralarını iyileştirecek ama siz burada benim yaramı iyileştireceksiniz’ dedim. Her zaman yanımda olacaklarını söylediler. Zor günleri öğrencilerimin desteğiyle atlattım” dedi.

‘GAZİANTEP’E BİR GÜN KESİNLİKLE DÖNECEĞİZ’

Meslekte 13’üncü yılını doldurduğunu belirten Fen Bilgisi öğretmeni Ahmet Çiçekdağ, hayatlarını, hayallerini ve umutlarını kaybettiklerini belirterek, “Depremde ilk uyandığımda eşimle birbirimizin elini tuttuk. güçlendi, sonra durdu. Sonra büyüğü başladı. Dolaplar devrildi, ışıklar söndü. Eşim “Yataktan düştü, çocuk düştü. Hep umutla dedim ki, ‘Bekle, kurtulacağız. Duvarlar yıkıldığı, sütunlar çökmediği için hayatta kaldık. Aşağıda bir kargaşa vardı. Kıyameti yaşadık” dedi. Oradan kopup buraya tam anlamıyla uyum sağlayamadıklarını kaydeden Çiçekdağ, şöyle konuştu:

“Kendimizi hâlâ orada görüyoruz. Çocuklara bakıyoruz, kaybettiklerimiz geliyor aklıma. Aynı isimler onları hatırlatıyor. Şu anda ‘Gaziantep’e bir gün mutlaka döneceğiz’ diye düşünüyorum ama şartlar gösterecek. Buradan gelmek kolay olmadı, zorundaydık Ortaokul “Öğrencileri bize destek oldu. Hepsi samimiydi. Bazıları benimle şakalaştı ve beni rahatlatmaya çalıştı. Kendi içimizde o kadar büyük bir felaket yaşadık ki çoğu zaman hiçbir şey göremedik. Gülüyoruz ama artık eskisi kadar gülmüyoruz” dedi.

Şu anda bile öğrencilerin sıraları taşıdığı sırada meydana gelen sarsıntı nedeniyle deprem olduğunu zannettiğini, irkildiğini ve bacaklarının boş olduğunu, öğrencilerinin kendisini sakinleştirdiğini söyledi.

‘SALGINLIKTAN DOLAYI AYAKTA DURAMADIK’

Hatay’ın Antakya ilçesindeki Şehit İlker Uylaş İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak çalışırken deprem yaşayan 18 yıllık öğretmen Hasret Bakbak, depremin ardından Çileme İlköğretim Okulu’nda müdür yardımcısı olarak göreve başladı. 15 yaşındaki Utku ve 12 yaşındaki Asya Dila’nın annesi Hasret Bakbak, o geceyi şöyle anlattı: “Korkunç bir geceydi. Kayıplarımız oldu. 1,5 yıl önce 14 katlı bir apartmana taşınmıştık. . Evin kredisini ödüyorduk. Her şey yolunda gidiyordu. Gece titreyerek uyandık. Koridora çıktık.” , gardırop yatağın üzerine düştü. Asma tavanlar düşmeye başladı. 8. kattaydık. Sarsıntıdan dolayı ayağa kalkamadık. Toz ve dumanın içinde kaldık. Dışarıda yoğun yağmur yağıyordu. 3 gün arabada kaldık. Daha sonra Antakya’dan ayrıldık. 4 aileyle iki arabayla Ankara’ya gittik. “İlk gün pazarlar yağmalandı. Yol kenarlarında üzeri torbalarla örtülü cesetler vardı” dedi.

Bir hafta Ankara’da kaldıklarını belirten Bakbak, “Kayınvalidem İzmir Menderes’te yaşıyordu. Buraya geldik. Antakya’da doğdum. Üniversiteyi bile orada okudum. Oradaki insanların artık yardıma ihtiyacı var. Depremden bir ay sonra gidip kişisel eşyalarımı almak istedim ancak bina “Çok kötü durumdaydı. Çok azını alabildik. 10 gün çadırda kaldık. Şimdi yardımlar azaldı. Binamız 3 ay önce yıkıldı” dedi.

‘ÖĞRENCİLER ARASINDA KALEM DOSTLUĞUNU BAŞLATTIK’

Çileme İlkokulu ile Şehit İlker Uylaş İlkokulu öğrencileri arasında mektup arkadaşlığı projesini başlatan Bakbak, şunları anlattı:

“Öğrencilerim şu anda orada 2. sınıftalar. Mektup arkadaşlığı yapmaya başladık. Onlar bize birer birer mektup yazdılar, biz de onlara yazdık. Bunu Denizyıldızı Projesi’ne dönüştürelim dedik. Onları bir haftalığına İzmir’e davet ettik. Ancak kış mevsimi nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi.”Biz erteledik. Mektuplarda çok güzel duygular var. Kaldıkları yerleri anlattılar. Kampta çadırlarda kalan insanlar var. Mektupları okurken duygulandık. Ama biz onları en azından biraz da olsa desteklemek istedik.”

?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu